Hakkında Yazılanlardan

Radyo için yazılan şiirler

88 yıl önce bugün doğan Behçet Necatigil'e göre radyo oyunu tiyatrodan çok şiire yakındı

Ülkü Ayvaz

Behçet Necatigil, radyo oyununun, çok kere mecaz diliyle konuştuğunu söyler: Radyo oyunu alegorik ve trajiktir. Tuluatla, skeçle, kabare ile hiç ilgisi yoktur. Düşündürücüdür. Okuyucusundan, dinleyicisinden incelmiş bir zevk ve beğeni bekler. Sahne oyununun klasik edebiyattan gelmesine karşın, radyo oyunu modern edebiyatın bir koludur.

Ülkemizde radyo oyunu yazarlığı alanında uzun yıllar emek vermiş ve dramatik edebiyatımıza sözü olan oyunlar üretmiş bulunan Behçet Necatigil, radyo oyununu şiire en yakın tür olarak tanımlar ve ironiyle, simgelerle bu 'kendine özgü türün' işlevsellik kazanabileceğini belirtir. Necatigil'e göre radyo oyunu, çok kere mecaz diliyle konuşur. Alegorik ve trajiktir. Tuluatla, skeçle, kabare ile hiç ilgisi yoktur. Düşündürücüdür. Okuyucusundan, dinleyicisinden incelmiş bir zevk ve beğeni bekler. Sahne oyununun klasik edebiyattan gelmesine karşın, radyo oyunu modern edebiyatın bir koludur.
Necatigil, radyo oyununu şiire en yakın tür olarak tanımlar. Yazarın deyişiyle, ''Yazdığı oyunların çoğunda kaybolmuş bazı değerlere karşı yakılmış ağıtlar görülür. Şiirin lirizmi nasıl çok vakit hüzünlerden, acılardan doğuyorsa o oyunlarda da belli belirsiz ince acılar dile getirilmiş. Bu da bu oyunları şiire yaklaştıran özelliklerdir''.
Şimdi Necatigil'in oyunlarını dramatik edebiyat açısından irdelemeye, söz konusu oyunların nasıl bu denli özgün bir duruma yükseldiği üzerinde durmaya çalışacağız.

Bir oyun kişisi olarak 'mekân'
Necatigil'in oyunlarında neredeyse bir 'dış aksiyon' bulunmamaktadır. Daha çok iç aksiyon önem kazanmakta, bir durum oyunu kurulmaktadır. Çatışmalar, kriz anları, harekette kırılmalar, kahramanı bir baht-dönüşüne sürükleyen olay/ilişkiler yoktur. Oyun kişileri durum içinde kendi dünyalarını sergilerler. Durumu yaratıp kuran da kişilerin içsellikleridir. Böylece imgelem dünyası ile durum örtüşür. Dramatik olan, bu örtüşmeden doğmaktadır.
Sözünü ettiğimiz durum, gerçekçi dramın yaslandığı çevre koşulundan son derece farklılık gösterir; sosyal çevre koşulundan öte bir anlamla yüklüdür. Oyun kişilerinin geçmişten getirdikleri, imgelem dünyaları, an'daki tasarımları, onların yaşamlarında belirleyici olmakta, giderek adeta kendilerinin 'çevre koşulunu' yaratmaktadır. Böylece insanın derin gerçeği yalnız dış koşullarda değil, dış ve iç koşulların bütünlüğünde aranır. 'Mekân' açısından bakıldığında da, oyun kişilerinin içsel belirleyici koşulları ile bir örtüşme kendini açığa vurmaktadır.
Necatigil'in radyo oyunlarında mekânı, deyim yerindeyse, bir oyun kişisi gibi görmek gerekir; bir özdeşlik saklıdır burada. Mekân, içerisi ile dışarısını 'işaret eden' bir simge-motif'tir.
Pencere oyununda İçeri'nin asal simgesi Ev; Dışarı'nın ise Sokak'tır... Pencere, içeriyle dışarı arasında köprüdür. Gününü dar basık odada geçirmek zorundaki yatalak anne damadının yanına sığınmıştır. Oyun boyunca kısık bağrışlarını, inlemelerini işitiriz yalnızca. Karı-koca bu inleyişlerin, çırpınışların nedenini araştırır.
Yıldızlara Bakmak , yıldızları görmek için gözlemevi müdürlüğüne başvuran bir adamın dramını sergiler. Adam, hep kendi önüne bakmıştır, sonra çocuklarına, bakkalın, kasabın ellerine bakmıştır. Yıldızlara bakmaya zamanı olmamıştır.
Kadın ve Kedi oyununda yazar, eski ile yeni kiracıyı karşı karşıya getirir. İmgelem dünyaları, içsel yaşantıları aynı mekânda boy vermiştir. Belirleyici olan Ev'dir. ''Ev, yaşantılara el koymuştur.'' Evin iki hali, iç ve dışı var etmektedir.

Asal motif dışarı çıkma isteği
Uzak Yol Kaptanı , İç ve Dış'ın bir yolculuğudur adeta. Yeni evli çift, gün görmüş Kaptan'ın yönetiminde deniz motoruyla yolculuğa çıkmışlardır. Çift, ümit dolu beklentiler içindedir. Fakat Kaptan'ın deyişiyle: ''...gemilerin ve insanların beklenmedik engeller karşısında yatak değiştirmesi kolay olmaz.'' Deniz, Dışarı'nın, 'yatak değiştirme' İç'in simgesidir.
Üç Turunçlar'da Dış bir masal evreninde verilir. Dar, loş odalarda bunalmış, yaşamaya çabalayan üç kız kardeşin kurtulma çabaları, oyunun asal motifidir. Dış (masal evreni), İç (beklenti-çabalar) oyunun ana göstergeleri olarak öne çıkmaktadır.
Yazarın son oyunu Temmuz , yaratma sürecinde bir sanatçıyı Ev'de ve çalıştığı yeraltında (Temmuz odası) ele alır. İç dünyanın zenginliği, sevinçler, ince sızılar Temmuz odasında boy verir. Yukarısı Dış'ın, yeraltı İç'in simgesidir.
Oyunlarda, kişilerin Dışarı çıkma isteği her zaman varlığını sezdirir. Bu istek içsel çatışmanın ateşleyicisidir. Dışarı çıkanlar 'içeride' yüklendikleri dünyaları da birlikte götürürler. Dramatik edebiyatımıza ilginç, düşündürücü, kendine özgü oyunlar vermiş bulunan Behçet Necatigil'in oyunlarından öğrenilecek çok şey var.

Kaynak: Cumhuriyet, 16 Nisan 2004